Genellikle ılıman mevsimlerde ortaya çıkan ve her yörede bulunabilen ve üzerinde sarı çiçekler bulunan şifa deposu olan bir bitkidir. Halk arasında binbirdenlik ve sarı kantaron otu olarak bilinir. Kantaron otunun sık görüldüğü yerler yeşilin bol olduğu bayırlar, tepeler ve yaylalardır. İlkbahar aylarının gelmesiyle birlikle çiçekleri filizlenmeye, sonbahar aylarının sonlarına doğru ise dökülmeye başlar. Kantaron otunun köklerinden ve çiçeklerinden faydalanır ve sağlığımıza tabiri caizse, baştan tırnağa kadar çok etkili bir faydası vardır.

Kantaron otunun çiçeklerine bakıldığında, şemsiye şeklinde açılan çiçekleri, altın sarısı açar ve beş parçaya ayrılmaktadır. Harika bir güzelliği olan, kantaron çiçeğinin çevresi siyah renkte olan tüylerle çevrilidir. Kantaron otu çiçeğini, şiddetli bir ışığa tutulduğunda, çiçek yapraklarından bol miktarda noktacık halinde yağ guddeleri ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan çok miktarda yağ noktalarından dolayı, bu ota binbirdenlik adı verilmiştir.

Kantaron otu çiçeklerinden, bileşenlerine ayrıldığında tanen, uçucu yağlar, flavon, hipericin, karoten, zamk, C vitamini, acı maddeler, resin ve reçineden oluşmaktadır. Bunların yanında sağlığa faydalı olan başka bileşenleri de bulunmaktadır. Kantaron otu üzerinde yapılan araştırmalara göre, kantaron yağı ve kökünün sağlığa hiçbir zararlı etkisi bulunmamaktadır. Hiçbir şekilde ekim, dikim gibi yapmadan doğal olarak kendiliğinden yetişmektedir. Harika bir antidepresan olarak kullanılan kantaron çiçeği depresyon hastalığına çok iyi gelmektedir. İçinde bulunan hipericin maddesi, kişiyi rahatlatıcı özelliği verir.