{ "title": "Yoğurt Otu", "image": "https://www.ot.gen.tr/images/yogurt-otu.jpg", "date": "21.01.2024 05:11:35", "author": "ismail veske", "article": [ { "article": "
Yoğurt Otu; Yoğurt otuna yüksek olan yerlerde daha fazla karşılaşılır. Dik duran, 30-60 santime kadar uzayan ve altın sarısı renkte olan çiçekleri vardır. Sanki bala anımsatan kuvvetli bir koku yayarlar ve Temmuz ayında toplanırlar. Kaz Otu, çoban süzgeci şeklinde isimlendirilen üçüncü ırkı, bilhassa çiçek açma vakti yana yeatar gibi bir şekilde durur. Balı anımsatan tatlı kokusu, sarı beyaz çiçekleri bulunmaktadır. Çalılıklarda ve yol kenarlarında yer alır. En fazla şifa verici özellik taze bitkilerde yer alır. Kaz Otu ya da çoban süzgeci şeklinde isimlendirilen ırkı, kış aylarında bile kar bulunmayan yerlerde, kuru otların arasında yer alabilir.

Bu yararlı olan bitkinin üç ırkının hepsinin de şifa yeteneği aynı şekilde kuvvetlidir. Yoğurt otu çayı, böbrek, dalak, pankreas, karaciğeri toksik olan atıklardan temizler. Lenf bezi hastalığı bulunanlar bu çayı her gün tüketmelidir. Kansızlık, ödem ve böğür de bulunan sancılara karşı yararlıdır. Bu çay haricen uygulandığı zaman birçok deri hastalıklarına, yara, kara nokta ve kan çıbanına karşı iyi gelir. Ilık yıkamalar ile yüzü gerginleştirir. Taze sıkılan suyu hasta deriye sürülüp kurumaya bırakılırsa çok iyi sonuçlar elde edilir.

Halk arasında bu bitki sara, isteri, sinir rahatsızlığı, Kore hastalığı, idrar tutukluğu, kum, taş rahatsızlıklarında da kullanılır. Her gün arka arkaya, sürekli bir şeklide gargarası yapılırsa guatr ağrılarına iyi gelir. Yalnızca guatr değil, onunla birlikte tiroit bezinin işleyişinin de bu devamlı gargara ile düzeldiği görülmüştür.

Son senelerde oldukça fazla rast gelinen ses telleri hastalığı, sık sık gargara ve ağız çalkalamaları ile kısa bir sürede yok olur. Anlaşılan bu hastalığa bir virüs sebep oluyor. İsviçreli rahip Kuenzle'ye göre, tıbbın çare bulamadığı durumlarda, böbrek hastalıkları ve iltihaplarına büyük yararı bulunmaktadır. Yoğurt otu, aynı oran Altınbaşak ve sarı Ballıbaba ile karıştırılırsa şifa. 14 gün gibi kısa bir vakitte elde edilir. Çay aç karnına, kahvaltı yapmadan yarım saat önce, yarım fincan olarak içilir. Kalan yarısı daha sonra yudumlanarak içilir. Fakat, ağır hastalık durumlarında çay, dört fincan şeklinde ve gün boyu yudumlanarak içilir.

Eskiden yoğurt otu, rahim rahatsızlıkları bulunan kadınlar tarafından fazla aranırdı. Doğum yaklaştığı vakit hamilelerin yatağının içerisine konur ve doğuma kolaylık oluştura çağına inanılırdı. Anlatılanlara göre, daha sonraları Hazreti Meryem ile ilişkilendirilmiş, onun da yatağına yoğurt otu koyduğundan bahsedilir. Diğer bir efsaneye göre Hz. Meryem, Hz. İsa'nın beşiğine yoğurt otundan yumuşak olan bir yastık yapmış. Bu otu eşekler tüketmediği için, seçtiği belirtilir. Bunda doğruluk payı bulunmaktadır. İnekler tarafından çok sevilerek tüketilen bu ot, domuz ve eşekler tarafından hiçbir şekilde tüketilmez.
" } ] }